26 Aralık 2012 Çarşamba


 
16.01.2010 tarihinde yaptığım Osman Hamdi Bey'in Eserlerinden bir kara kalem çalışması...


 03.03.2012 yine Osman Hamdi Bey'in eserlerinden Kaplumbağa Terbiyecisi'nin kara kalemi...

14 Aralık 2012 Cuma

DÜŞÜNMEDEN...


Düşünmeden, belki fark etmeden,
Beklide çok fazla farkındalıkla yakıyorlar,
Ne hissettiğimi görmek, yıkıklara sürüklendiğimi izlemek neden bu kadar zevk veriyor .Nasıl!!
Madem bu kadar canımı yakacaksınız,
En başta hayal kurdurmasanız,
Sessizce uzaklaşsanız hayatımdan olmaz mı!
Daha az zarar vermez mi bana!?
Tüm duvarlarımı yıkıp yıkıp, bana yeniden yaptırmanın anlamı nedir..?
Ben pes etmiyorum dedikçe, tokatlamanın manası neee!
Peki ya her ayağa kalktığımda yeniden vurmanın?!
Bunların bir açıklamasını yapın bana..
Birileri cevabı biliyor.
Ama o cevabı en çok hak eden benim farkında mısınız?
O sözleri duymaya benim ihtiyacım var. Benim!
Düşünmeden yakıyorlar canımı…!
Elbet bir gün atılan çamurları kurutup,
Geriye taş olarak iade edeceğim günlerde gelecek…
İşte o zaman korkun benden,
Çünkü size olan merhametim bitecek.

12 Temmuz 2012 Perşembe

ARDIMA ÇINARLAR KOYAR DA YÜRÜRÜM, ŞAŞARSIN !!!

    Hani der ya insanlar '' Keşke o eskilerde yaşasaydım, ah yine çocuk olsaydım!''
Daha çok masumiyet ve daha çok samimiyet görürdüm. Ve daha gerçek duygular...
Arkamdan iş çevirmezdiler belki bu kadar.. Dünüme dün katılırken, geçmişimin rengini kendim seçmek isterken; insanlara göre hareket edemem ben..! böyle hobi topu haline dönüştüremem hayatımı hiçkimsenin ellerinde...Çaykaşığı yapamaz beni kimse..!
    Bilmediklerinizi söylemeyişim edebimdendir.Tırnaklarımla gelmek istediğim yere hile karıştırırsanız, herkese anladığı dilden konuşma zorunluluğu bırakırsanız, Çekinmem! Lakin meleğin kanadını kullanmak yerine, şeytanın çatalına kalmasın işler ...Kendi çıkarları için tepeme binenler; yalakalıkla gelebileceğin yer tükürüğün bitene kadardır unutma.! Bitmesini bekler görünmez bir duvar olur çarparım...Kazdığın kuyuları ben dolduramazsam, Rabbim o çukurda seni boğar unutma!!!
    Benim pes etmemi de beklerseniz, söyleyeyim: ''ÇOK BEKLERSİNİZ!!!'' Doğru yaptığıma inandığım hiçbir yoldan geri dönmedim,heleki bu kadar yol kat etmişken, emeğimi sizlerin ayaklarına döküp de hiçbiryere gitmem...Ektiklerimi sizin biçmenize izin vermem ben !!!Ardıma çınarlar koyar, önünüze taşlar yığar da yürürüm, şaşarsınız !!!


26 Haziran 2012 Salı

**KAN REVAN**

Bir sesim çıktı ki,ne menem çığlıktır.
Gözyaşım rüzgara savurdu bedenini...
Kirpiklerim birbirine kenetlendi,
Belki acıdan, belki korkudandı ..
Ama onlar bile kenetlendi.
Biz neden kentlenemiyoruz...!

Ben kar tanelerini böylesine severken
Sen Güneş olmayı neden istiyorsun!?
Ben yeşermeyi böyle isterken
Sen dolu olmayı neden bekliyorsun!?
Ben yağmurla huzur bulurken
Sen fırtınayı neden tercih ediyorsun
Etme!!!
Edersen, yok olucam ...!
Edersen,bir çift kanat bağışlayacaksın,
Senin istediğin yere gidecek,
Senin iradene bağımlı bir çift kanat...!

Gözlerim seni arzularken,
Beni 'Kimse' bilme,
Kalbim sana çırpıyorken kanatlarını,
Yağma üzerime,
Söndürme ateşimi...
Pes etmem ben,
Lakin yorma bedenimi...

Sessiz çığlıklarım yankılanıyor şimdi.
Deli bir kavga var içimde,
Görsen öyle harabe olmuş ki kalbim.
Sevgime açtığın savaş çok vahim..!
Her yer bir hatıranın parçasına şahit,
Her yer toz duman.
Ve can kırıklarım savrulmuş dört bir yana.
Ve ben hala seni anlıyorum..!
Ama bu senin canını yakıyor.
Garip...!
Eğer bende herkes gibiysem artık,
Canın sıkıldığında aklına ben gelmiyorsam,
Başın yastığa düştüğünde,
Aklına da düşmüyorsam eğer,
Hadi sende acıt canımı...
Zaten her yer kan revan...




25 Haziran 2012 Pazartesi

UYUUUU...! BU DÜNYA DİPSİZ BİR KUYU...

Yum usulca gözlerini
Uzat üşümüş ellerini
Sakla o masum yüreğini
Zaman gibi sessiz uyu bu dünya dipsiz bir kuyu
Pamuktan kalbin solmadan
Hayat yüzüne vurmadan
Uyu yavrum uyu bu dünya dipsiz bir kuyu
Uyu melek yüzlüm uyu bu dünya dipsiz bir kuyu

19 Haziran 2012 Salı

ŞEHİTLERİME YAPILMIŞ BİR SAMİMİYETSİZLİKTİR BU!!!

Hakkari Dağlıca'da gerçekleşen çatışmadaki şehitlerimizin haberini aldığımda, ateş düştüğü yeri yaksada, kıvılcımınında yüreklerimize değmeden geçmediğini belirtmek isterim...Ancak yeni bir şehit haberinin ardından şöyle bir anasayfama baktım ki herkes isyanlarda.. Yok hükümete giydirmeler, haberlere giydirmeler, siz şunu izleyin bunu seyredin şehit vermişiz kimin umrunda gibi ifadeler kullanmaya başlamış yine herkes... Hala ölümün insana verilmiş olmasındaki ince noktayı kavrayamamış olmak bir yana, şehitlik mertebesinine erişmiş olmanın önemini de kavrayamamış olmak ne yazık..! Tabiki hayat ve yaşam içerisinde yaptıklarımızda yanlışlıklar mevcut, insanoğluyuz hatalar bizim için. Ancak yaşamımızın içinde yer alan mevzuları buna neden alet ederler anlamış değilim. Hayatın ve teknolojinin getirdiği doğal kullanımları şehitlerimizle bağdaştırmanın nasıl bir anlamı var çözemiyorum.! Bunları yazanlar sanki hiçbirini yapmadan yaşıyorlarmış gibi partal atıyor ya bide, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimi alamıyor; bu samimiyetsizliği dinimizde böyle şerefli bir makama erişmiş kardeşlerime yakıştıramıyorum vesselam..!!!Tabiki acımızı var bunu tüm içtenliğimle paylaşıyor ve terörü lanetliyorum!! Ancak bu gereksiz ve samimiyetten uzak paylaşımlar yerine herbiri için birer fatiha okumayı paylaşsak daha anlamlı olacak sanki .?! Ne dersiniz...?!

RABBİM SEN BUGÜN ŞEHİT OLAN KARDEŞLERİMİZE RAHMET EYLE!!! HAİNLERİ GAZABINLA HELAK ET!!!..   AMİN...

7 Haziran 2012 Perşembe

**......... BİR PARÇASI SEN !!! **

Seni Seviyorum...
Bunu düşünürken,
İçimdeki deniz kabarıyor,
Tüm sular taşıyor, fırtınalar çıkıyor,
Depremler oluyor,afetler kopuyor,
Sonra tüm dünya yeniden kuruluyor,
Güneş doğuyor,çiçekler açıyor.
Ruhumun dinginliğiyle hafif bir rüzgar esiyor.
Hani yüksek bi yerden atlarken,
hissettiğin o müthiş heyecan varya,
Kalbinden kopan o kıvılcım,
Tüm vücudunu dolaşır ya saniyeler içinde.
Aynı öyle işte..!
Müthiş bir heyecanla seviyorum seni
Ve sana dair herşeyi...

Hissediyorum ya hani
Çimlere düşen çiğin kokusu gibi
Gözkapaklarım kapanıyor,
Ve içime çekiyorum seni.
Unut diyor bu his bana,
Arınsın ruhun tüm yorgunluklarından,
O, geldi artık,bırak kendini,
Tüm hırçınlığını, yaralarını,
Güvensizliğinin duvarlarını yık gitsin!
Geçmişin kıyılarına savur gitsin tüm siyahları..
Sen kendini sadece O'na bırak ...
Kendini,
Ona bırak gitsin!!!

İçimde öyle büyüyorsunki
Tüm yollarım sana dair artık,
Her hayalimin içinde bir, sen.
Her cümlemin bir kelimesi, sen.
Yemeğimin bir lokması,
İçtiğim suyun bir damlası,
Aldığım nefesin bir parçası,
Sen!
Öyle büyük seviyorum ki seni
Ve sana dair herşeyi,
Artık hayatımın bir parçasısın sen!!!

24 Mayıs 2012 Perşembe

**RENG-İ EFLATUNUM**


Sana bir duam var sevgili,
Rengi gece...
Herkesler gidip,el ayak çekildiğinde
Aklına düşen sadece ben olayım diye...


Sana bir duam var sevgilim,
Rengi gümüşi...
Parlak mı parlak,yıldızın olayım,
Tüm mutlulukların ve sevincinde,
Hayatının ışıltılarında sadece ben olayım diye...


Masmavi ve yemyeşil bir huzurum sana ben,
Rengarenk bir cıvıltınım bazen de.
Sen gittiğinde kahverengiyim.
Tepeden tırnağa morun melankoliği,
Siyahın matemi kaplar yüreğimi...


Kendime tek duam var sevgilim
Ben senin Reng-i Mavin,
Sen benim Reng-i eflatunum ol !!!
En sevdiklerimize dair ne varsa...
Tozpembenin düşleri var dualarımda sana
Ve beyazın masumiyetini yükledim yüzüne...
Bakmaya hiç doyamadım diye...














**MAVİYİM BEN**

Yanan ateşin içindeki mavi gibiyim !
Tam ortada duruyorum,etrafım hep sen!
Müthiş bir ahenk ve uyumumuz var seninle,
Kendimden bağımsız ama sana bağımlı..!





8 Mayıs 2012 Salı

**SESSİZ RESİM**

Şimdi beni bir hayat yakaladı.
Bırakılası imkansız olsun istediğim!

Bir nefes girdi içime,

Bir duygu yükledim kalbime…

‘’Gitmek’’ kelimesi tecelli bulmasın içinde..!


Ne çok acıkmışım oysa güvenmeye,

Ne çok yara almışım da renksiz kalmış…

Sana ben demeyi ne çok istemişim…

İç çekişlerime sebep olmanı,

Düşüncelerimin başkahramanı,

Kırılıp arkamı döndüğümde bile;

Geri dönüp sana koşan olmayı…

Ne çok istemişim sana ben demeyi oysa …!



Bir yolum var hep senden kaçışlarda gizli,

Ama tüm kaçışlarım hep sana doğru çizili…

Biliyorum ki seninle yürünesi ..!

Tek bir kilidim var aslında,

Anahtarı ise sadece sende gizli…!



Keskin çizgilerimi vuramadım ki kâğıdına,

Renklendiremedim ki hüznümü yollarında,

Kalemimi kırmasınlar diye gizlendim hep,

Gizli çizdim resmini, sessiz boyadım düşlerimi,

Kimseler görmedi ne hayal ettiğimi!!!



Tüm kızgınlığımı okşayan gözlerin,

Tüm öfkemi sindiren sesin…

Kırılmama tek sebep,

Gülüşünü görememek senin…

Uzak durmak bu sebepten hep,

İnce bir yerlere dokunan hislerim!!!



Şimdi mi?

Şimdi, İçimde biriktirdiğim sana ben deyişlerle,

Bana yön verecek tek bir gülüşünle,

Sessiz ve sensiz çizdiğim resminle,

Şimdi her yol yine sana gebe !!!

28 Mart 2012 Çarşamba

**OYSA SEN GİTTİN**


Gittin
Gelmelerinde gizli gidişlerin
varmış aslında fark edememişim..
Uçsuz bucaksız sandığımız bu yol
Aslında dar bi sokaktan başka
... bir şey değilmiş..

Yan yana gelemeden elinin sıcaklığı
yüreğime işlemeden gözlerinin
maviliğinde boğulamadan gittin..

Ne çabuk yoruldun oysaki..
Ben senin avucunun
içindeki yollarda kayboldum.
haklılarmış
Benim kaderim ellerinde çiziliymiş..

Sen en çıkmaz yolummuşsun meğer
Ben seni bulmaya
çalıştıkça kaybetmişim..

Umarsız bir hastalık gibi yayılırken yüreğime
Seni bir giz gibi susuşlarımda saklamışım
Kelimeler yardım etmediğinde sanaderdimi anlatmaya
boğazımdan bir düğüm
çıkarmışım..

Sonra susamadım hiç
Sensizlikle konuştum
Ona dokundum.

Yağmurlu günlerin ıslaklığını
sensiz yaşadım..
Hani haberin olursa diye
gözyaşlarımdan
Sensiz bu kadar aciz olduğumu
görme diye
hep yağmurlarda ağladım..

Aslında gözyaşlarımın yanağımda yaptığı yolu gör istedim
O yoldan bir gün sende geç istedim
Bir gün uyandığında sol yanın yansın istedim..

Kiltiler vurdum gel diyişlerime.
Paslı kaldım sensizlik sığınağından.
Anlatamadım kimselere sen gitmeyenimdin.
Bana benden çok yakın bildiğimdin..

Oysa sen gittin..
Yokluğuna gebe geceler her güneş batışında sensizlik
doğurdu..
Ben sensizlikten eksildim yok oldum günden güne..
Herkesi sığdırdığın kalbine bir benlik yer açamadın sadece..

Sen gittin..
Ben yokluğumu varlığına
armağan ettim..
Giderken bastığın topraklara gelişler ektim
Tek mevsim yaşadım ayrılığı; hep yağmurlu hep sonbahar..

Sessiz cinnetler biriktirip
yokluğunun yarattığı kaosla
savaştım.

Bir gün aralayacağını bilseydim
kapımı;
Bu savaşın kahramanı ben çıkardım..

Ama sen..
Ama sen gittin!
Sen önümüze çıkan ilk yol ayrımında terk ettin!

Sen gidince bu şehirden; dar geldi
bana dünya
misafir saydım kendime kendimi..

Geç oldu artık..
Bende kendimde çok duramadım..

GİTTİM !..